Paslanmaz Çelik Tarihi

Metalürjide paslanmaz çelik, minimum %10,5 krom elementi içeren bir demir-karbon alaşımı olarak tarif edilir. Krom elementi aşağıdaki şekilde de görüldüğü üzere çeliği paslanmaya karşı koruyan temel bileşendir. İsmini bu çeliklerin, diğer çelikler gibi lekelenmemesi, korozyona uğramaması ve paslanmamasından almaktadır. Bu malzeme aynı zamanda, alaşım tipi ve kaliteleriyle detaylandırılmamış şekliyle, özellikle havacılık endüstrisinde korozyon dayanımlı çelik olarak da adlandırılır. Günümüzde, ürünün ömrü boyunca uygulandığı zorlu çevre şartlarında problemsiz bir şekilde çalışan birçok farklı ve kolayca ulaşılabilecek kalitelerde ve yüzey özelliklerinde paslanmaz çeliklere ulaşmak çok kolaydır. Normal günlük yaşamımızda dahi her an çatal-bıçaklardan saatlere kadar bu ürünlerin çok geniş bir şekilde kullanıldığını görürüz.

Çökeltiyle sertleştirilmiş paslanmaz çeliklerin bir avantajı da, bu malzemelerin mekanik olarak çalışılmaya, işlenmeye hazır bir şekilde, “işlem görmüş çözelti” şartlarında da temin edilebilmesidir. Mekanik işleme veya üretim sonrasında, çok basitçe bir düşük sıcaklık ısıl işlemi uygulanması yoluyla çeliğin mukavemeti istenildiği gibi artırılabilir. Bu işlem düşük sıcaklıkta yapıldığı için, üretilen veya uygulanılan malzemede sıcaklığa bağlı bozulmalar veya çarpıklıklar oluşmaz. Çökelmeyle sertleştirilen paslanmaz çelikler üç alt guruba ayrılır: Martensitik PH, yarı-östenitik PH ve östenitik PH. PH paslanmaz çelikler, alaşım oranına bağlı olmakla birlikte östenitik 304 kalite kadar korozyon direncine sahip olabilir. Tavlanmış şekilde korozyon dayanımı çok düşüktür. Bu nedenle ısıl işlemden önce kullanılmamalıdır. Yapıları da alt guruplarına göre BCT veya FCC veya her ikisi birden olabilir.

Harry Brearley (1871-1948), İngiltere'nin Sheffield bölgesinde bulunan bir araştırma şirketinin araştırma ekibinin başında, tüfek namlularının paslanmasını engelleyecek bir metal oluşturmak için çalışıyordu. Brearley, daha yüksek erime noktalarının olduğu bilinen demir-krom alaşımları üzerinde çalışıyordu. Brearley, karışımında kullandığı krom oranını yüzde 6 ila yüzde 15 arasında değiştirerek en verimli sonucu bulmayı hedefliyordu ve en sonunda, yüzde 12.8 krom ve yüzde 0.24 karbon karışımında karar kıldı. Alaşım, paslanmayı son derecede engelliyordu ve Brearley, buluşunun mutfak ürünlerinde de kullanılabileceğinin farkına vardı. Brearley, krom ve demir alaşımlarını bulan ilk kişi değildi. Fransız Metalurji Mühendisi Pierre Berthier (1782-1861) benzer bir alaşım yapmıştı ve diğer Metalurji Mühendisleri de o sırada benzer problemlerin çözümü üzerine çalışıyordu. 1906 yılında demir ve nikel alaşımı üzerinde çalışan Metalurji Mühendisi Leon Guillet'in de tarihte önemli bir yeri vardır. 1908 yılında Almanya'da bulunan Krupp Demir İşletmeciliği şirketi, bir yatın gövdesini krom ve nikel alaşımından inşa etti ancak ne yazık ki o yat battı.